9 Eylül 2013 Pazartesi

YADİGAR



Bu Melih Kibar'ın Yadigar'ının bir kritik yazısı değil. Haddim değil onun yapıtlarını eleştirmek. Müzik konusunda bir otorite falan değilim ki... Elimden daha iyisi gelmiyorsa, olumlu olumsuz eleştirmeye kendimi memur görmüyorum. Sadece bu kusursuz, bu mükemmel albümün halktan biri olarak bana hissettirdiklerini ve düşündürdüklerini sizlerle paylaşmak istedim.

Bazı düşünürlere göre her akşam, bazı düşünürlere göre yılda ya da beş yılda bir yaşadıklarımızı gözden geçirmek, üzerinde düşünmek, yeniden değerlendirmek tekamülümüzü oldukça arttırır ve bu sadece insana özgü bir şeydir. Melih Kibar şarkının dediği gibi "Bugünkü aklıyla" üzerinden geçmiş yaşadıklarının. Ve devliğinin üzerine daha da çoğalmış, çoğalmış, çoğalmış.

Ben her şeyi ilk gördüğü gibi bulmak isteyen bu anlamda tutucu bir insanım. Eski bir şarkının yeni düzenlemesini ya da yorumunu mutlaka önyargıyla dinlerim ve yine mutlaka beğenmem. O şarkı orijinal haliyle anımsatacaktır bana geçmişimi, yeni düzenleme ise başka bir şarkı gibi olacaktır benim için. Yadigar albümünü alırken bu önyargılarım yoktu bile. Melih Kibar adı benim için yeterliydi. O ad kalite, emek, titizlik, deha demekti benim için. Her nota için bir uykusuz gece geçirdiğine eminim.

Size de öyle mi oluyor? Melih Kibar’ın müziğini dinlerken senfonik  bir klasik müzik parçasını dinliyormuşum gibi.  Enstrümantal olarak da öyle güzel ki sanki sözler onun sihrini  bozacak. Yani Melih Kibar’ın  müziği  sözden uzaktayken de konuşuyor. Melih Kibar’ın müziklerine söz yazmak bence dünyanın en zor işlerindendir. Ama bir tek, bir tek Çiğdem Talu o notaların değerini anlamış bence. Rahmetli Çiğdem Talu o notalardaki insan duygularını öyle güzel yakalamış ki… İnsanın bütün duygularını… Bir resme bakarken yılları saymasını, yıldızlar kayarken bir telaş duymasını, şehri öyle başıboş gezmeyi, evlerin ışıkları bir bir yanarken bizim içimizdeki karanlığı ve kendini yalniz duyumsamayı, dün akşam onu düşünmeyi…

Melih Kibar‘ın, 70'li yıllarda dinlediğimiz şarkıları yeniden yorumlayanları seçerken, hiçbir şeyi tesadüfe bırakmadığını göreceksiniz. Sevdan Olmasa Candan Erçetin'e, İşte Öyle Bir Şey Yaşar'a, Rüya Yeşim Salkım'a, Bu Gece Demet Sağıroğlu'na, Bir de Bana Sor Emre Altuğ'a, Seni Seviyorum Sibel Gürsoy'a öyle yakışmış ki... İşin tekniğinden anlamam ama kaliteyi hissetmemek mümkün değil. Müzisyenler, yorumcular sadece ruh, yürek değil galiba doğru bir işin coşkusunu da katmışlar albüme. Onlara aynı coşkuyla katılmamanız mümkün değil.




Enstrümantal şarkılar sizi bir bulutun içine alıp zaman zaman dolaştıracak. Tam anlamıyla mest olacaksınız ve biliyorum "Mesaj"ı da alacaksınız. "Belkıs Hanım'ın Konağı"nı dolaşacak, bir babanın "Yadigar"ını aynı değeri verip siz de saklayacaksınız. "Çoban Yıldızı" size de yol gösterecek, lise yıllarına gideceksiniz "Hababam Sınıfı"yla.

Albümde Melih Kibar'ın eserlerinin öykülerini  de okuyacaksınız.  Böyle bir projede yer almanın ne muazzam bir şey olduğunu düşüneceksiniz.  İnsan yaratıcılığının sonsuzluğunu da… Bu ülkede doğru değer bulmuyor diyenleri haksız çıkaracak bir doğru bu albüm.   Gençliğini, çocukluğunu anımsamak isteyenler, henüz genç olup Melih Kibar'ı pek bilmeyenler bu albümle çok kuş avlayacaklar.

Gülşen Uslu