14 Ekim 2012 Pazar

ROCK MÜZİĞİNİN TARİHİ

Rock and Roll denilen müzik, aslında bir plan sonucu doğmamıştı. Bir süreç sonunda ortaya çıkmıştı.

Kökeni siyahi müziğin geleneğine dayanır. Kölelikte yarattıkları caz müziği, yirminci yüzyılda blues’a dönüşmüştü. O serüveni size CAZ başlıklı yazımda anlatmaya çalışmıştım. Afro Amerikalılar bu tınıları kendi özgün armonileri içinde eritmişlerdi.

20. yüzyılda teknolojik müzik başladı ve popüler müzik yaygınlaştı. Plağın ve radyonun bulunuşuyla müzik daha çok dinleyiciye ulaştı. Sanatçılar birbirini etkiledi ve yeni arayışlar denendi. 

1930’lara gelindiğinde, müzikte nakaratlar ön plana çıkmıştı. Swing caz denilen türün içinde ilk Rock and Roll etkileri görülmeye başlamıştı.

40’lı yılların başında Charlie Christian elektro gitarı, Lionel Hampton gibi caz müzisyenleri de nakaratları kullanmaya başladılar.

II. Dünya Savaşı sonrasında küçük gruplar, triolar doğdu. Bu grupların bağıran vokalleri vardı. Bu Jump Blues denilen türü doğurmuştu. Bu türün aslında Rock müziğinin başlangıcı olduğu “Rock and Roll’un İlk Plağı Hangisidir?” adlı kitapta da tartışılmıştı. Rock’un 1945-50 arasındaki müziklerin ritm ruhuna sahip çıkan bir tür olduğu, bas gitar, elektro gitar, bateri ve buna eklenen çalgılarla yapıldığı saptanmıştır.

Savaş sonrası kuşağı gençlerinin dergileri, radyoları, motosikletleri, deri ceketleri, gitarları ve rock müzikleri özgürlüğü temsil ediyor gibidir.

Bu dönemde şarkı söyleyen Jackie Brenson, Bill Halley, Lloyd Pirce, Hank Ballard, Fast Domino gibi isimler Rock müziğe katkılarını sürdürdüler. 1954 yılına gelindiğinde Rock şarkıları müzik listelerindedir artık.




Alan Freed, Rock’un isim babası kabul edilir. Sallan, yuvarlan anlamındaki Rock and Roll, dans, parti, eğlence anlamını taşıyordu. 





1955’de Bill Halley’in söylediği “Rock Around the Clock” parçası listelerde 1 numaradır. Arkasından da Little Richard ve Chuck Berry gelmektedir. 

1956 yılında Elvis Presley tanındı ve Heartbreak Hotel ile bir numaraya yükseldi. Rock müziğini uluslararası sahnelere taşıdı ve Rock’un unutulmazlarından oldu. Elvis şarkıları geleneksel kafiye esaretinden ve Rock şarkıcıların vücutlarını sakin duruştan kurtarmıştı.

Sonraki yıllarda literatürde 5 zenci şarkıcı diye anılan Ray Charles, James Brown, Little Richards, Otis Redding ve Jimi Hendrix, rock’u yumuşatıp soul müziği üretip yaygınlaştırmışlardı. 

60’larda İngiltere’de Beatles ortaya çıkmış, tüm dünya gençliğinin simgesi olmuştu.

Fransa’da ise Jonny Hallyday elektro gitarıyla geleneksel “Fransız şansonu”nu ortadan kaldırıyor, tüketim toplumu kültürünü başlatıyordu.

Artık tüm dünyada Rock toplulukları ve solistleri ortaya çıkmıştır. Bunların en ünlüleri: AC/DC, Bee Gees, David Bowie, Phill Collins, Genesis, Nina Happen, Michael Jackson, Elton John, Quinsy Jones, Janis Joplin, Mick Jagger, Police, Prince, Diana Ross, Bruce Springsteen, Simon and Garfunkel, Cat Stevens, Supertramp, Tina Turner, Who ve U2’dur.

Günümüzde 1950’li yıllardaki Rock and Roll’dan uzaklaşılmıştır artık. Pop, funk, disko, new-wave, rap, hard-rock gibi tarzlara bile toptan Rock denilir olmuştur.

 

Gülşen Uslu



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder