6 Aralık 2011 Salı

FİLM MÜZİKLERİ ve MÜZİKALLER


FİLM MÜZİKLERİ


70'li yılların sonlarında henüz bacak kadarken, nereden merak saldımsa, radyolardan dinlediğim film müziklerini ve müzikallerin şarkılarını kaydetmeye başladım. Özellikle TRT 3'te Atilla Dorsay, Sezen Cumhur Önal ve İzzet Öz'ün hazırladığı programları kaçırmazdım. En büyük düşüm ise bir gün çok zengin olup bu müzikallerin filmlerini de arşivlemekti. Ama halen zengin olmayı başaramadığım için bu güzel düşüm, belleğimdeki yerini koruyor.

Filmlerde ses ve müziği bir arada bulundurma ihtiyacı 3 temel nedenden doğmuştur.
Teknik neden: Sinema makinesi öyle gürültüyle çalışırdı ki, seyirci bu sesi işitmesin diye başka bir sesle bastırmak isteyen sinemacılar, önceleri salonda piyanist bulundururlardı. Film akarken bu piyanistler de tuşlarda gezinirlerdi. Hatta filmden notlar alıp özel besteler yapan piyanistler bile vardı.
Psikolojik neden: Sinema, 1927 yılına kadar dilsizdi. Seyirciler karanlıkta ve sessizce bu görüntüleri izlemekten ürkerlerdi. Bu yüzden sinema salonlarında,  bir ses ihtiyacı psikolojik olarak vardı. Bundan sonraki beş yılda görüntü ve sesi aynı anda veren senkron projeksiyon aygıtları gelişti.
Kültürel neden: Opera, sirk veya şarkılı kahvelerde, müzik ve gösteri bir arada vardı zaten. Sinemanın gelişmesiyle, gösterinin müziklenmesi doğal olarak gelişti.

1927 yılında ilk sesli film Alan Crosland tarafından çekildi; Caz Şarkıcıları. Bu filmle birlikte bir tartışma başladı. Görüntüyü tamamlayan bir müzik anlayışı mı yoksa yüzde yüz müzikal bir film mi? Sonuç olarak, sinemanın yaratmak istediği hayal dünyasını seyirciye kabul ettirmede, müziğin rolünü kimse yadsıyamadı. 

Film müziklerinin büyük isimlerinden bazıları şöyledir:
H. King'in 1938 yılında çektiği Gösteriş Budalası filminin müziklerinin bestecisi Alfred Newman.
O. Walles'in 1941'de çektiği Yurttaş Kane filminin müziklerinin bestecisi Bernard Hermann.
A. Hitckock'un 1945'te çektiği D'Edwardes'in Evi filminin müziklerinin bestecisi Miklos Rozsa.
Ch. Walters'in 1953 yılında çektiği Lili filminin müziklerinin bestecisi Bronislaw Kaper.
D. Lean'ın 1965 yılında çektiği Doktor Jivago filminin müziklerinin bestecisi Maurice Jarre.
S. Spielberg'in 1975'te çektiği Jaws ve G. Lucas'ın 1977 yılında çektiği Yıldızlar Savaşı filmlerinin müziklerinin bestecisi John Willams.


MÜZİKALLER


Yirminci yüzyılın başlarında ve I. Dünya Savaşı sonrasında operet, vodvil, bale ve fars Brodway'da olgunlaşıyor ve oradan Hollywood'a, oradan da tüm dünyaya yayılıyordu.

Müzikal filmler, İngiltere, Almanya, Mısır ve Hindistan sinemalarında da çok seyirci buluyordu ama kalabalık, masraflı revü ve showlar Hollywood'dan çıkıyordu. Bu dönemde Fred Astaire ve Ginger Rogers şahane bir ikili olarak ortaya çıkmıştı. Bu ikiliyle aynı dönemde, Vincente Minelli, Gene Kelly ve Robert Wise da sinemada Kartpostal Mutluluğu denilen görüntüleri filmleriyle vurgulayıp duruyorlardı.

Şarkıları ve danslarıyla yüzde yüz sesli ilk müzikal film 1929 yapımı Brodway Melodisi'dir. Nacio Brown ve Arthur Freed müziklendirmişlerdi bu filmi.

Cole Porter, 1934'te Neşeli Dul (The Gay Divorce), 1946 yılında Cary Grant'ın oynadığı Gece ve Gündüz (Night and Day) filmlerini müziklendirdikten sonra çok aranılan bir isim olmuştu.

Gershwin de özellikle 1954'te Glenn Miller'in Hikayesi filminde yaratmış olduğu melodilerle ölümsüzleşmiştir.

Bing Crosby, 1946 yılında Mutluğun Melodisi ve 1956 yılında Yüksek Sosyete filmlerinde söylediği şarkıları hem çok satmış, hem de yumuşak sesli şarkıcı tipini somutlaştırmıştı. Nat King Cole ve Frank Sinatra da aynı ekolden şarkılarla adlarını dünyaya duyurdular.


Gene Kelly 1939 yılında çevirdiği Şen Denizciler (On The Town), 1951'de Paris'te Bir Amerikalı, 1952'de Yağmur Altında (Singing in the Rain), 1955'de Eğlenceler Beldesi (Brigadoon) filmleriyle, hem şarkıcı Bing Crosby ile hem de dansçı Fred Astaire ile boy ölçüşüyordu.

Judy Garland 1954 yılında, Bir Yıldız Doğuyor (A Star is Born) filmiyle  büyük çıkışını yapıyordu. Daha sonra bu filmin birçok versiyonu çevrildi. Kris Kristoffersen ve Barbara Straisand'ın yetmişli yılların sonunda çevirdiği aynı adlı filmi örnek verebiliriz. Hatta Türkiye'de bile Sezen Aksu ve Bulut Aras'ın başrollerini oynadığı bir sinema, Mehmet Aslantuğ  ve Arzum Onan'ın oynadığı televizyon versiyonu Bir Yıldız Doğuyor adıyla çevrilmişti.


1961 yılında çevrilen Batı Yakasının Hikayesi (West Side Story), güçlü öyküsü ile başka filmlere esinti kaynağı oluyor, tiyatroya uyarlanıyordu. Filmin müzikleri klasikleşmiş hit şarkıların içinde yer alır.

Kabare filmleri, 1930 yılında Marlene Dietrich'in oynadığı Mavi Melek (The Blue Angel) filminden sonra çoğalır. 1960 yılında Shirley MacLaine'in oynadığı Kan Kan, 1970 yılında Liza Minelli'nin oynadığı Kabare (Cabaret), kabare filmlerinin en ünlüleridir.

Fransızlar, müzikal filmleri çok üretmemişlerdi. Onların müzikallere katkısı, Hollywood'a gönderdikleri oyuncu ve bestecilerle sınırlı kalmıştır. Maurice Chevalier, 1958'de Gigi filmini yurttaşı Leslie Caron ve Louise Jourdan'la çevirmiş ve Amerikan sinemasına Fransız aşık temasını kazandırmıştı. Ayrıca Gene Kelly tarafından keşfedilip, filmlerde oynayan Leslie Caron, 1953'te Mel Ferrer'le oynadığı Lili ve aynı yıl Gene Kelly ile oynadığı Pariste Bir Amerikalı filmleri ile adını Hollywood'un ünlü caddesine yazdırıyordu.

Hint sineması her zaman müzikallerde biz de varız, dedi. Yaptıkları müzikallerin en ünlüsü 1951 yılında Raj Kapoor'un çevirdiği Avare (Avara) filmidir.

Müzikallerle ilgili anımsattıklarımdan çok daha fazlası elbette var. Marilyn Monroe'nun oynadığı Erkekler Sarışınları Sever, Rita Hayword'un oynadığı Karmen'in Aşıkları, Barbara Straisand'ın oynadığı Hello Dolly ve Funny Girl... Daha yüzlercesi...


Bizim sinemamızda müzikal yok diyebiliriz. Batılı anlamda kalabalık kadrolu ve danslı filmler yapılmamıştır. Daha çok devrin hit şarkılarının söylendiği şarkıcılı filmler çevrilmiştir. 1980'de Türker İnanoğlu, Haldun Dormen'in süpervizorlüğünde, Renkli Dünyalar adıyla gösterime girecek olan filmin senaryosunu Orhan Aksoy'a yazdırmıştı. Kadroda Erol Evgin, Gülşen Bubikoğlu, İzzet Günay, Nevra Serezli, Adile Naşit, Ayşen Gruda vardı. Müzik Melih Kibar, söz Çiğdem Talu. Haldun Dormen anılarını yazdığı Antrakt adlı kitapta bu filmle bağlantısı olmasına hep üzüldüğünü söyler. Yani sinemamızda müzikalin sadece denenmiş olduğunu söyleyebiliriz.

TRT de bazı müzikalleri televizyona uygulama projesini geliştirmiş ve bu amaçla 1973 yılında, Rey kardeşlerin yazdığı, öyküsü 30'lu yıllarda Suadiye'de geçen Lüküs Hayat müzikali televizyona uygulanmış, ama bu ünlü müzikal bile tiyatrodaki kadar ilgi görmemiştir. 

Türkiye'de müzikal, tiyatro anlamında  varolmuştur hep. Osmanlı döneminden beri  kantolar, düettolar çok rağbet görmüştür.  Dünyada çok ünlü olan müzikaller Türkiye'de de uyarlanıp oynanmıştır. Batı Yakasının Hikayesi, Damdaki Kemancı, Kaldırım Serçesi gibi... 

1971 yılında Engin Cezzar-Gülriz Sururi Tiyatrosu Hair müzikalini uyarlar. Kadroda Neco (Nejat Yılmaz), kardeşi Mithat Yılmaz, Füsun Önal, Uğur Akdora, Ahmet Olcayto, Dağhan Baydur vardır. Haftada 9 kez gösterilen müzikal, haftalarca kapalı gişe oynamıştır.
 
1979 yılında, Sadık Şendil'in yazdığı, rejisini Cüneyt Gökçer'in yaptığı Yedi Kocalı Hürmüz müzikal olarak hazırlanmış ve gösterime girmişti. Müziğini Atilla Özdemiroğlu, danslarını Sait Sökmen, dekoru Refik Eren, kostümleri Hale Eren gerçekleştirmişti. İlk kadroda Ayten Gökçer, Cihan Ünal, Muazzez Kurdoğlu, Ayşen Gruda, Adile Naşit, Altan Erbulak, Turgut Boralı vardı.

Egemen Bostancı'nın büyük prodüksiyonlarla gerçekleştirdiği müzikaller de çok ilgi görmüştür. 1979'da Rejisini Haldun Dormen'in yaptığı Merhaba Müzik, Nükhet Duru, Füsun Önal, Perran Kutman, Ersan Erdura, Huysuz Virjin ve Tolga Han Dans Grubu ile Rumelihisarı'nda başlıyordu. Sunuculuğunu Halit Kıvanç'ın yaptığı müzikal ilk geceden izdihama uğruyordu.

1980'de çadır tiyatrosu serüvenini içeren Hisseli Harikalar Kumpanyası, Çiğdem Talu'nun sözlerini yazdığı;
        Hisseli Harikalar Kumpanyası,
        Açıyor perdesini açıyor,
        Harikalar dünyası burası
        Herkese neşe saçıyor.
şarkısıyla açılıyordu. Şarkıyı Kartal Kaan seslendiriyordu. Melih Kibar'ın müziklerini, Esin Engin'in aranjelerini yaptığı müzikal çok büyük bir başarı kazanıyordu. Erol Evgin, Adile Naşit, Ayşen Gruda, Kartal Kaan, Belkıs Dilligil, Ayten Arman ve Huysuz Virjin için yazılmış rolde de Mehmet Ali Erbil oynuyordu. Şan Tiyatrosu'nu tıklım tıklım dolduran müzikalin rejisi Haldun Dormen'e aitti. Bu müzikaldeki genç dansçılar, sonradan Türkiye'nin çok önemli isimleri oldular: Serap Aksoy, Çiğdem Tunç, Oktay Keresteci, Yonca Evcimik, Melih Çardak, Yaprak Özdemiroğlu, Yavuz Özden, Burçin Orhon.

1983'e gelindiğinde yine Haldun Dormen ve Egemen Bostancı bir müzikal daha yaratırlar. Şen Sazın Bülbülleri. Kadroda, Nevra Serezli, Adile Naşit, Lale Belkıs, Erol Evgin, Ayşen Gruda, Belkıs Dilligil, Ayten Erman, Uğur Yücel, Ergun Köknar, Gaffur Uzuner, Ateş Böceği Ercan ve Necla Nazır vardır. Müziklerini Ali Kocatepe, Çetin Akçan ve Necdet Tokatlıoğlu yapmıştır.

Egemen Bostancı gittiği için mi bilmiyorum, artık böyle prodüksüyonlar görmüyoruz; hazırlanışı ve sahnelenişi büyük sükse yapan Evita müzikali dışında. Ama birinin Haldun Dormen'in düşünü gerçekleştirmesine yardım etmesi gerekiyor. 80'li yıllarda Çöpçatan adıyla sahneye koyulan Ayfer Feray'ın oynadığı, ama Haldun Dormen'in, Perran Kutman'ın oynamasını düşlediği Hello Dolly projesi... 

Gülşen Uslu

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder