7 Aralık 2011 Çarşamba

TÜRK TİYATROSUNUN İLK YÜZLERİ

Geleneksel Türk tiyatrosu dediğimiz dönem, Batılılaşma inkılaplarının öncesindeki Türk kültürünü yansıtan tiyatrodur. Köylü ve halk tiyatrosu diye türlere ayrılmıştır. Halk tiyatrosu şehirlerde en çok da İstanbul’da gelişmiştir.

Geleneksel Türk tiyatrosu denince, meddah, kukla, ortaoyunu, karagöz, köçek, çengi, hokkabaz gibi dramatik öğeli oyunlar ve sihirbaz, perendebaz, cambaz, çemberbaz, ateşbaz (fişeklerle gösteri yapar), hayvanbaz (köpek veya maymunla gösteri yapar) akla gelir.

Batılılaşma öncesi döneminde en ünlü yüzlerden birkaçı şöyleydi:



Kavuklu Hamdi (1841-1911)
1873’de ustasından Kavuklu rolü için icazet aldı. Sultan Abdülaziz döneminde saraya alındı. Gösterilerini saray halkına yaptı. 1875’den sonra tekrar meydan temsillerine döndü. Zuhurî Kolu’nun hem kolbaşısı hem de kavuklusu olarak ünlendi. Ortaoyunu için birçok senaryo ve tekerleme geliştirdi. Aksaray’daki bir tiyatroda Hayalhane-i Osmanî adlı perdeli ortaoyunu temsilleri verdi. Burada oynadığı oyunlarla tuluat tiyatrosuna zemin yarattı.

Kel Hasan (1874-1929)
Yarattığı “aptal uşak” tiplemesiyle tanındı ve sevildi. Canlılığıyla bu tipe hayat verip onu geliştirdi. Sahneye çıkmadan önce kulisten boş bir gaz tenekesini sahneye fırlatır, eline aldığı bir tavan süpürgesiyle sahneye girerdi. Bu alışkanlığı onun simgesi oldu.

Küçük İsmail (1854-1928)
Şive taklitleri ünlüydü. Razakızade, Laz ve Acem taklitleri yapardı. Kavuklu Hamdi’nin Pişekâr’ıydı. 1876 yılında kendi tuluat topluluğunu kurdu. 1879’a kadar çeşitli oyunlarda oynadı. Bu tarihte Ahmet Vefik Paşa’nın Bursa’da kurduğu tiyatro topluluğuna geçti. 1883’de Temaşahane-I Osmanî topluluğunu kurdu.




Hayali Küçük Ali (1886-1974)
Saraç Hüseyin ustasıydı. Onun yanında Karagöz’e başladı. 60 yıla yakın Karagöz oynatarak bu oyunda üstatlığı elde etti. Derlediği Karagöz oyunlarını kitaplaştırdı: Karagöz (1969).







İsmail Dümbüllü (1897-1973)
Birçok topluluk kurdu. Çeşitli ortaoyunu temsillerinde oynadı. Kavuklu Hamdi, Kel Hasan, Abdi, Naşit gibi ünlü oyunların yanında çalıştı. Onların repertuarlarına yeni tuluat oyunları geliştirip ekledi.

18 yüzyılın başlarında ortaya çıkan Batılılaşma hareketleri tiyatroda da etkilerini gösterdi. Tanzimat’la birlikte Batı örneğinde yeni bir Türk tiyatrosu geliştirilmek istendi. Geleneksel seyirlik tiyatro anlayışından farklı olan çerçeve sahnesi, dekoru ve oyuncularıyla Tanzimat tiyatrosu, azınlıkların katkılarıyla biçimlendi.

Bu yeni tiyatro anlayışıyla halkın eğitilmesi ön planda tutuluyordu. Geleneksel tiyatro gibi sadece eğlendirmeyi amaçlamıyordu. Ama müslümanların sahneye çıkması yasaktı, bu yüzden Tanzimat tiyatrosu uzun bir süre Rum ve Ermeni kökenli vatandaşlarımız tarafından sürdürüldü. 

Tanzimat tiyatrosunun ilk yazarları:

Ali Haydar (1836-1914)
Tanzimat tiyatrosunda ilk trajedileri yazdı. Sergüzeşt-I Perviz (1866) oyununda bir mirasyedinin yoksullaşmasını anlattı. İkinci eserinde sonu cinayetle biten bir kıskançlık olayı işlenmişti (Ersas 1866). Rüya Oyunu (1875) eseri de bir manzum komediydi.

Feraizcizade Mehmet Şakir (1853-1911)
Ahmet Vefik Paşa’nın Bursa valisiyken oluşturmak istediği  Bursa Tiyatro topluluğunun kurulmasına önemli katkıları oldu (1883). Bursa’da Nilüfer (1887) ve Gündoğdu (1891) dergilerini yayımladı. Başarılı tekniği, duru diliyle yazılmış komedileri nedeniyle Türk Molière’I olarak anıldı. Önemli eserleri: İnatçı yahut Çöpçatan (1885), İcab-I Gurur yahut İnkılab-I Mahabbet (1885), Evhamî (1886), Kırk Yalan Köse (1886), Yalan Tükendi (1886), Teehhül yahut İlk Göz Ağrısı (1886).



Ahmet Vefik Paşa (1823-1891)
Bursa Tiyatrosu’nu kurdu. Molière’den yaptığı çeviri ve uyarlamalarıyla tanındı. Daramaturgi ve sahneleme tekniği konusunda yenilikler yaparak Tanzimat tiyatrosunun gelişmesine katkıda bulundu. Halka tiyatroyu sevdirmek için, abonelik sistemleri uyguladı. Zor Nikah, Zoraki Tabib, Kadınlar Mektebi, Merakî gibi çeviri ve uyarlama eserlerinin yanı sıra Lehçe-I Osmanî (1877) adlı Türkçe sözlüğü hazırladı.

Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinin ünlü tiyatrocuları:

Güllü Agop (1840-1902)
Gedikpaşa’daki Osmanlı Tiyatrosu’nu kiralayarak Türkçe oyunlar oynadı (1870-1880). Çevirilerin yanı sıra yerli yazarların oyunlarını da sahneledi. II. Abdülhamit’in buyruğuyla bir saraya alındı. Temsillerini saray çevresine sergiledi.

Dikran Çuhacuyan (1836-1898)
Arif’in Hilesi adlı ilk Türk opereti ile ünlendi (1872). Köse Kahya (1874), Leblebici Horhor Ağa (1875) operetlerini besteledi. Doğu müziği ezgilerini batı müziği formlarına başarıyla uyarladı.

Mardiros Mınakyan (1839-1920)
Batılı Türk Tiyatrosu’na oyuncu, yönetmen, yazar ve hoca olarak katkılarda bulundu. 1884 yılında kurduğu Osmanlı Dram Kumpanyası ile 250 dolayında oyun, opera ve operet sahneledi. Türk tiyatro tarihinde jübilesini yapan ve padişah tarafından Maarif nişanıyla ödüllendirilen ilk Türk tiyatrocusudur (1912).

Ahmet Fehim (1856-1930)
Ahmet Vefik Paşa’nın uyarlamalarındaki rolleriyle ünlendi. Kurduğu tiyatro topluluklarıyla Anadolu turnelerine çıktı. Darülbedayi’de öğretmenlik yaptı. İlk Türk filmlerinde yönetmen ve oyuncu oldu.

Afife Jale (1902-1941)
İlk defa Kadıköy Apollon Tiyatrosu’nda Yamalar adlı oyunla sahneye çıktı (1920). Tatlı Sır ve Odalık oyunlarında oynadı. Şehremaneti, Müslüman kadınların sahneye çıkmasını yasaklayınca, polis tiyatroyu bastı. Darülbedayi’den çıkarıldı. Yasak kaldırılınca, Yeni Tiyatro topluluğunda çalıştı.

André Antoine (1858-1943)
Fransız tiyatro yönetmeni ve oyuncusu. İstanbul Belediye Başkanı Cemil Topuzlu’nun daveti üzerine İstanbul’a geldi (1914). Bugünkü Şehir Tiyatroları’nın temeli olan Darülbedayi-I Osmanî topluluğunun kuruluş çalışmalarını yönlendirdi. Bir eğitim programı hazırladı ve yetenekli öğrencileri yetiştirdi.

Gülşen Uslu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder